25 Nisan 2009 Cumartesi

19 bin kişilik aile-Suat Paçacı

olay gazetesinde edebi yanı ağır basan bursasporlu abimiz suat paçacıdan güzel bir yazı hemde işlerin iyi gittiğini düşünürken;tam tersi,bursa için sürpriz sayılmayacak olaylar yine sahnelenmişken...


Cuma sabahı erken saatte, kendine ait rekoru paramparça ederek odasına giren sevgili Burak (Uçar) seslendi; “Ağbi çabuk gel”
Bu tür acil çağrılar, her normal insan gibi bende de önceleri panik havası yaratmıştı ama her seferinde muzip bir gülümseme eşliğinde “Ee! Ne var ne yok? Çay ısmarlayayım mı?“ karşılamasına idmanlı olduğumdan, söylemesi ayıp koltuktan kıçımı kaldırmadım bile...
Baktı benden ses yok, “Ağbi bursasportv’ye gir o zaman“ dedi.
***
Toplam 3 dakika 3 saniye süren bir tizır...
Her seferinde başa alıp, kaç tekrar izlediğimi inanın hatırlamıyorum.
Özlüce’den idman görüntüleri, maç öncesi soyunma odası konuşmaları, deplasman yolculukları var. Hepsi de özel çekimler...
Ertuğrul Hoca ve futbolcuların coşkusu, heyecanı nasıl da duygulandırdı beni.
***
“...Şöyle kenetlenin birbirinize...
Bakın koca şehir bizden zafer bekliyor.
Şuraya alnınız dik dönün...“ sözleri nasıl da etkileyici.
***
Sonra düşündüm...
Herkes işini yapıyor ve hepimiz birbirinden çok farklı beklentilere sahibiz ama galiba zaman zaman birbirimizi anlamakta güçlük çekiyor, sevdamızın ortak olduğunu unutarak hareket ediyor, empati yapmıyoruz.
Burak’ın, ikinci ligde Raşit Hoca’yla şampiyon olduğumuz dönemde hazırladığı o harika cd’yi izlerken de aynı duyguları yaşamıştım.
Kazanılmış bir maçın sonrasındaki sevincimiz birbirimizden farklı olabilir mi hiç?
Ya da...
Kaybettiğimiz bir maçın ardından hangimizin hüznü, bir diğerinin mutsuzluğundan daha ağır basabilir?
Hepimiz biriz işte!
***
Yarın Denizli maçı için stada gelirken bursasportv’deki o tizırı, hatta her nerede muhafaza ediyorsanız o şampiyonluk cd’sini en az bir kere izleyin.
Tribündeki yerinizi alırken sadece yanınızda oturanın değil, yan tribünde, karşı tarafta, o an statta kaç kişi varsa, hepsinin aileden biri olduğunu unutmayın.
Maç bittiğinde, sonuç ne olursa olsun, yüreğinize dolan duygu her neyse, o duygunun 19 bin aile üyesiyle aynı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
http://www.olaygazetesi.com.tr/Sayfa.php?Git=KoseYazilari&id=3186

22 Nisan 2009 Çarşamba

4:4


bazı maçlar vardır ömür boyu unutulamaz.benim adıma;intertoto da bursaspor-karlsruhe final maçı,ingilterede wimbledon'a 4 attığımız maç,manchester united-bayern münih şampiyonlar ligi final maçı türkiyeden yine manchester united-galatasaray maçı unutulmayanlar arasından ufak bi kupledir.öznede hep ingiltere olması şaşırtıcı olmasa gerek,futbolları gerçekten üst düzey ve bizimki gibi kulübedeki futbolcuyu uyutan cinsten değil bilakis onlarıda oyuna dahil eden tarzda.

hafta içi şampiyonlar liginde chelsea-liverpool maçı sonrası ekran karşısından kalkarken yorulduğumu hissetmiştim atılan 8 golen ziyade oyunun sürekliliği bu maçı çekici kılmıştı,bir de bahis oynayınca bu maçın seyri daha da önemli hale gelmişti.gerçi bi ara maç 0-2 ye geldiğinde liverpooldan yana tavır alarak kuponu silmiştim kafamdan:)... sonuçta hem bahsi bilmiş olduk hemde futbola doymuştuk.


dün akşamda bu tazr bir maç vardı.bir sinema filmi gibi;"bir üçlemenin ikinci ayağı" aslında kısır geçen bir maç olacağı yönünde düşüncelerim vardı ancak arsenalde liverpool'da son yıllarda futbolumuza kazandırılan "futbol oynamak için sahadaydılar" deyimine uygun hareket ettiler ve filmin ikinci ayağı aynı ziyafetle devam etti.arshavin'in yıldızlaştığı maçta iki takım adına 8 gol vardı.yıllar sonra murat kosova!nın;"işte premier lig bu!.." sözü kulağımızda çınladı.

işler yolunda gibi...

evden uzakta olmanın alışkanlık haline gelmesi enteresan bir durum.şöyle ki eve döndüğümde elime kumandayı alamadım arkadaş,nasıl bir etki yaratmışsa üstümde kalabalıkla yaşamak, birileri ne der lan! olay tv açarsam durumuna gelmiştim,sonra demlikte çay gelince evde olduğumu anladım olay tv’yi açtım beşiktaş maçı sonrası detaylarıyla değerlendiriliyordu,maçı kaçırdığımıza üzülelim mi sevinelim miye gelmişti olay, bi ara suat paçacı’ya baktım dalmışım, rafael benitez’e ne kadar benziyordu suat abi dedim sonra ayıp olmasın birazda astv’yi açayım dedim matadore osman’ı gördüm kanalı değiştirmek zorunda kaldım en son as tv’yi seyrettiğim de ki bu takriben 5 aylık bir süreye tekabül ediyor yine matadore osman konuktu bi an yönetim dışı kalıp yorumculuk yapabileceğini düşündüm zira futbolsuz kalamazdı matadore bir yerlerden bu camianın önemli bi parçası olarak dahil olurdu... olay tv’de ki sohbet sıkıcı olmaya başlayınca line tv’de 90artı ya bakayım dedim orada da lemi keskin yoktu tarık çapçı yerini değiştirmiş özge yetişmişoğlu saç stilini değişitrdiğinden midir nedir zayıf gelmişti gözüme,konu beşiktaş maçı sonrasıydı bi ara baktım her kanal aynı konunun ekseni üzerine yoğunlaşmıştı: “bursaspor da artık yönetimsel anlamda atılımlar yapılmalıydı”.uzun süredir uzak kalmanın alışkanlıklarından bahsetmiştim ya bu da sıkıcı gelmeye başlamıştı... marmara mesaj ve cevdet abi fenomeninide dinlemek gerek diyerekten kumandanın 12.kanalı olan maramara mesaj’ı açtım ancak program yoktu daha doğrusu rakiplerinin tersine onlar programı bir gün sonra yapıyordu,aklıma gelmişti yeniden olay tv’yi açacak oldum yanlışlıkla flash tv’yi açmışım kolbastı vardı,gençler çılgınca ve umarsız bir biçimde bir o yana bir bu yana savruluyordu.bense “korkusuz ivan” başlıklı fotomaç gazetesinden puan durumuna baktım uefa’ya gitme ihtimalimiz baya çekici kılmıştı bana süper ligi... moldova’ya otobüs dedim?.. neden olmasın hacı dedi...

--flash forward--
...otobüsten iner inmez yakınlarda küçük esnaf aradı,bilinmeyen bir yerde esnafa adres sormak mahalle alışkanlıklarındandı.bir market gördü içerideki adam bizim mahalle bakkalı osman amcadan farksızdı,aralarında gereksiz bir samimiyet oluşmuştu, genç adam: “dayı keraneler sokağı varmış burada, nerede orası dedi?” el işaretleri ve pratik rumence konuşma klavuzundan aparttığı kelimeler yardımıyla...
--flash forward--

19 Nisan 2009 Pazar

bahar geldi böyle oldu

gece rüyama girdi,uyandığımda yastığımın su içinde kaldığını farkettim.recep dayı erik gördüm rüyamda salyamda akmış ki sorma gitsin ne demektir bu dedim? gündüz niyetine dedi.çarşıda 5 lira dedi.sağolasın recep dayı dedim.
bir yerlerde el arabasıyla kese kağıdına 10 adet konulmak suretiyle 5 liraya kitlenmeye başlanmış,şu an çekirdeği tazeliğini koruduğundan acımsı bir tat bıraksada ağızda, salya kontrolü adına acilen ihtiyaç duyulmaktadır.

seden gürel-çalkala/bursaspor-istanbulspor


Seden Gürel Çalkala Hadi Adamım
nette dalgın dalgın dolaşırken denk geldi yıl 96 imiş.beni içerde istanbulsporla oynadığımız maça götürdü.radikal'in "geçmiş olsun çiko,geçmiş olsun..." tezahuratını duyar gibi oldum,çiko abinin paltosuyla kuleden onları selamalyıp şarkıyı kesmek için teksası coşturması bir şarkıyla düştü aklıma... teesüfler çiko abi gül gibi şarkıyı kesmişsin.
edit:seden de sedenmiş hani.