20 Haziran 2012 Çarşamba

17 Haziran 2012 Pazar

24 Mayıs 2012 Perşembe

25 Ocak 2012 Çarşamba

seksenler


tanıtımına dizinin ilk günü olan salı günü(dün) rastladım olay seksenler olunca haliyle izlemek de şart olmuştu seksenlerde doğmuş çocukluğunu doksanlarda yaşamış hani hastalık derecesinde nostalji düşkünü olmak sanırım izlemeyi şart kıldı ancak gerçekten hayat her anlamda daha duruydu bu yıllarda... diziye dönecek olursak ilk bölümüyle tatmin ediciydi siyasi kısmıyla ilgili mesaj kaygısına düşmelerini pas geçiyorum tabiki de.umarım raiting kurbanı olmadan devam eder biz de bu güzelliğe uzun zaman şahit oluruz.

hotaru no haka


II.dünya savaşı sonrası ailesini kaybeden iki kardeşin adamı perişan eden hikayesi uzun zaman sonra bloga bu filmle dönüş yapmak sanırım bu paralelde bi olaya yakından şahit olmamın etkisiyle alakalı,studio ghibli'den çıkma harika bi eser.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Rüzgar Gibi Geçti...


Ağır geldin bize ivan,biz kıt kanaat geçinip zor şartlarda futbolcu olan sonra işi karıya,kıza,arabaya vuran iki kelimeyi bir araya getiremeyen adamlara alışığız,layığız...

23 Eylül 2009 Çarşamba

Reklam:Mastercard


uzun zamandır izlediğim en keyifli reklamı sizlerle paylaşmak istedim.bu üç arkadaş bana 2000 yılında buluşmak üzere sözleştiğimiz ilkokul arkadaşlarım semih-tahsin-hüseyin ve gökhan'ı hatırlattı nerdesiniz b'olum 9 yıl geçti:)

not:semtler,heryerdeler...

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Nerde Kalmıştık ?...

West Ham United-Millwall/Carling Cup


biri premier lig diğeri division one ekibi iki takım taraftarı filmlere konu olan rekabetlerini carling cup mücadelesiyle sürdürmeye devam ettiler.maç esnasında west ham united taraftarının sahaya girmesiyle başlayan olaylar dışarıda iki grubun çarpışmasıyla devam etti ve millwall taraftarı olduğu belirlenen bir kişi komada iken hayatını kaybetti.bu mevzuların arada dağlar kadar lig farkının olması sebebiyle üzerinden çok sular geçeceği bir gerçek ancak ilk buluşmada kaldığı yerden devam edecektir.bu arada sahaya girenlerlele ilgili maçalrdan ömür boyu men cezası yoldaymış,geliyormuş.unutmadan maç normal sürede 1-1 uzatmalarda 3-1 West Ham lehine bitti:)




2 Ağustos 2009 Pazar

Benim Formalarım-3

Newcastle United 2004-2005
bu forma için bi alan shearer fotoğrafı aradım lakin bula bula kolpa santiago munez resimleri bulabildim.2004-2005 sezonuna ait bu forma'nın bir değişik versiyonunu galatsaray'da çıkarmıştı açık ve koyu kırmızı renklerde o da güzel bir formaydı.



yeri gelmişken sir bobby robson'ı da analım.kanser tedavisi sonucu yaşamını yitirdi robson her ne kadar büyük başarıları ipswichle tatmış olsada yaşımız gereği kendisini newcastle'la anımsıyor ve yakıştırıyoruz.

Sercan Yıldırım Nereye?


bitti derken yeniden başladı sercan yıldırım mevzuatı,bu seferde manchester city'nin devreye girdiği iddia ediliyor ntvspor tarafından, kendisi malumunuz uzun zamandır alex fergusonun takibindeydi ancak şu an için manchester city'nin türkiyeye gelerek bu transferi sonlandırmak istemesi onları bir adım öne sokuyor bu yarışta.iki takımın transferlerdeki rekabetinin bir bursaspor oyuncusu üzerine olması ayrıca sevindirici. şahsım adına sercan'ın 1 yıl daha bursasporda kalması taraftarıyım daha sonra yurt dışına gitmesi kulübün prestiji,sercanın geleceği açısından son derece yararlı olacaktır. gönlüm tabiki manu'dan yani alex ferguspon'dan yana...

23 Temmuz 2009 Perşembe

Ankara'da Aşık Olmak

West Ham United 1-1 Bursaspor


Avusturya kampının benim için en önemli günüydü,intertoto macerasından sonra şöyle friendly'de olsa bir ingiliz takımıyla maç yapmak,avrupa özlemimizi bi nebzede olsa dindirmiş oldu.

Devre arasında Bursaspor TV spikeri Burak Uçar'ın isteği ile bet sesleriyle i'm forever blowing bubbles'ı söyleyen ingiliz arkadaşlarada herşeye rağmen teşekkürleri sunmak gerek:)

West Ham United:Green-Faubert-Collins-Upson-IIunga-Collison-Jimenez-Boa Morte-Kieron Dyer-Stanislas-Cole
Değişiklikler:Stech-N'Gala-Spence-Lee-Savio-Hines-Edgar

Bursaspor:İvankov-Ali Tandoğan-Ömer-Tuna-Veli-Keçeli-Volkan Şen-Bekir Ozan-Hüseyin-Shin-Turgay Bahadır
Değişiklikler:Ozan İpek-Muhammet Demir-Yenal-Halil-Ramazan-Emre-Dani

Goller:dk3 Kieron Dyer-dk 54 Turgay Bahadır

14 Temmuz 2009 Salı

Benim Formalarım-2

AC Milan 1993-1994

yine çizme diyarından bana her daim baresi'yi hatırlatan efsane motta forma... henüz lotto karizma iken...

semt hikayeleri: ofansif orta saha

tekrardan kırmızı-beyaz formayı giymenin heyecanı içinde çantamı sırtıma almış kulüp binasına doğru yol almaktaydım.kulüp binası derken hastane içerisinde bulunan içinde onlarca odanın bulunduğu bekar evi kompleksi tarzı bir yerden bahsediyoruz zira lig 2.küme haliyle takımda amatördü.odaya girdiğimde yılmaz hocanın makam koltuğunun değiştiğini farkettim.
-selamünaleyküm dedim.
-hoşgeldin.cevabını aldım...
hoca'nın:
-bu yeni takım arkadaşınız.
demesi bir an herşeyin eskisi gibi olmadığı,zamanla birlikte birçok şeyin değiştiği gerçeğini gösteriyordu.kanımca bir ben birde sezon sonu ülkesine gidip zamanında dönmeyen brezilyalılar bu şekilde karşılanıyordu,lakin benim gidişim baya bir uzun sürmüştü.içerideki yeni yetme topçuların bana içten içe rakip gözüyle bakması yüzlerinde ki "tipiği s.ktğimin" bakışıyla açığa çıkıyordu... "hepimizin amacı takımı layık olduğu yere getirmek" , "forma savaşı takımın yararına olacaktır" hatta "yuvama döndüğüm için çok mutluyum" gibi futbolcu jargonundan kalıplaşmış bir iki cümle kurmak istedim lakin ortamda oluşan hava bu coşkumun yitip gitmesine neden olmuştu.çetin bir forma savaşı olacaktı belli ki...
uzun zaman sonra gerçekleşen ilk idman öncesi dağıtılan ve üzerinde "ves elektronik" yazan tişörtlerden almaya bile çekinir hale gelmiştim.takımda tanıdığım tek kişi olan osman'ın:
-al oğlum niye bakıyosun?
sözlerine,
-çocuklar alsın bi oğlum biz yabancı değiliz...
tarzı,ağzımdan belirli belirsiz bir şekilde çıkıveren bu cümleler osmanın gülmesine neden olmuştu.
-al oğlum bunlar harbi penye yatarken falan hiç terletmiyor.
demesiyle osmanın takımın en eskisi olmasına rağmen neden hala kaptan olamadığı düşüncesi kafamda şekillenmiş,taşlar yerine oturmuştu...

***
hocanın idman boyunca bana karşı takındığı tavır canımı bir hayli sıkmıştı.gözüne girmek için elimden geleni yapmama rağmen bir türlü ağzından bana "aaferinnn","bırravooo" gibi yankı yapacak seviyede yüksek sesle gaza getirici kelimeler dökülmüyordu ama bunun sadece bana yapılması canımı bir hayli sıkmıştı,bir yandan lastiği gevşeyen şortumu kontrol ederken bir yandan var gücümle çalışıyordum ancak yıllar sonra hocanın gözüne girmek kolay olmamıştı.
idmanlarda ki bu güç durum kadroya girememe ile devam ediyor maçlarda zoraki bulunma soyunma odasında eşyaların başında bekleme gibi tırt görevlerle takımın neşe kaynağı malzemecisi olma yolunda taçlanmıştı.bıyık bırakma isteğide malzemecilikle bünyede önlenemez bir hal almıştı...
kısa bir süre sonra takımdan ikinci kez ayrılmaya karar vermiştim.bu kararımı evdekilere "hoca bana taktı" kalıbıyla açıklama düşüncesindeydim.çok ısrar edilirse duygusal insanlar olduğumuzdan dem vurup arjantin ve brezilya örnekleriyle kırılgan ve hassas yanımı,kulüpten sessiz sedasız ayrılmamda makul bir sebepmiş gibi gösterecektim.bu kararımda şüphesiz hocanın takıma harçlık dağıtırken beni es geçmesi de etkili olmuştu.ofansif orta saha oyuncusunun bu denli yalnızlığa itildiği bir kulüp daha yoktur arkadaş!...
bir kaç gün sonra takımı bıraktığım hatta terkettiğim anlaşılmış yılmaz hoca arkamdan ves elektronik yazılı tişörtü alması için eve osmanı yollamıştı.ipler kopmuştu yani...
kulübe bir daha geri dönmemek üzere ayrıldım,futbola olan tutkum kah halı sahada,kah televizyon karşısında,kah bir gelir kapısı olarak iddaa bayilerinde devam ediyordu.akıbetimi soranlara "kısmet değilmiş" "belki de benim için hayrlısı budur" zoraki kaderciliğiyle cevaplar veriyordum.